“Boyut Farkı” Türk resim sanatı

“Boyut Farkı” Türk resim sanatının

önemli ressamlarından Naile Akıncı’nın oğlu Cengiz Akıncı ve eşi Lale Akıncı, ‘nın İstanbul Heykel Müzesine bağışladığı sanat koleksiyonundan oluşmaktadır.
Sanatçı Ayhatun Ateşin’in eserlerinin de koleksiyon arasında bulunduğu sergi 28 Mart’a kadar izlenebilecek.
Türkiye’nin ilk ve en büyük plastik sanatlar müzesi olan İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, 90 yıllık tarihinde gerçekleştirilen en kapsamlı bağışlardan biri olan Lale ve Cengiz Akıncı Koleksiyonu’nun ikinci seçkisini sanatseverlerle buluşturdu. Ayhatun Ateşin’in eserlerinin de yer aldığı “Boyut Farkı” isimli sergi, 28 Mart’a kadar ziyarete açık olacak.
Türk resim sanatının önemli ressamlarından Naile Akıncı’nın oğlu Cengiz Akıncı ve eşi Lale Akıncı, 1983 yılında oluşturmaya başladıkları koleksiyonlarını 2023 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’ne bağışladıklarını açıklamıştı. Koleksiyonun ilk sergisi “ARTI 700” adıyla izleyiciyle buluşmuştu. Şimdi ise “Boyut Farkı” sergisi ile koleksiyonun ikinci seçkisi sanatseverlerin karşısına çıkıyor.
Zengin Eser Seçkisi
Küratörlüğünü Ali Kayaalp’in üstlendiği sergi, gelenekselden çağdaşa uzanan bir yelpazede hem iki hem üç boyutlu çalışmaları içeriyor. Heykel, cam ve seramik eserlerle zenginleşen bu sergide Ayhatun Ateşin’in de eserleri bulunuyor.
Ateşin, 1996 yılında İstanbul’da iki farklı mekânda açtığı “Çamur ve Ateşin Dansı” ve “Topraktan Sözcükler” isimli seramik sergileriyle büyük ilgi toplamıştı. The Marmara’da gerçekleşen açılışta, sanatçı Haldun Dormen’in el replikası kil üzerine alınarak sergi açılışı yapılmıştı. Ünlü kitap Estetik yazarı Prof. İsmail Tunalı, Ayhatun Ateşin’in eserleri hakkında şu değerlendirmeyi yapmıştı:“Ayhatun’un yapıtlarında karakteristik olan iki önemli nokta var. İlki seramik sanatının tekniğiyle ilgili. Eserleri teknik anlamda büyük bir mükemmeliyeti gösteriyor. İkinci olarak, seramik sanatının özüne sadık kalması dikkat çekiyor. Heykelle seramiği birbirine karıştırmadan, seramiğin taleplerine cevap verdiği açıkça görülmekte.”
Sanat Tarihine Katkı Sunan Bir Seçki
Sergide Halil Paşa, İbrahim Çallı, Sami Yetik, Zeki Kocamemi, Ali Avni Çelebi, Hale Asaf, Zühtü Müridoğlu, Leopold Levy, Nuri İyem, Naile Akıncı, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Kuzgun Acar, Füreya Koral ve Ayhatun Ateşin gibi önemli sanatçıların eserleri yer alıyor.
Küratör Ali Kayaalp, koleksiyonun seçkisi hakkında şu ifadeleri kullandı: “Koleksiyonun bütünlüğünü bozmadan, tutarlı bir seçki belirlemek ve bu anlatıyı mekâna yerleştirmek için titizlikle çalıştık. Sergide Zühtü Müridoğlu’nun güçlü desenleriyle heykelini yan yana görmek harika bir deneyim sunuyor. Müfide Aksoy’un ‘Canbaz’ adlı deseni ile ahşap nü heykeli birlikte izlemek de izleyiciyi şaşırtıyor.”
Atilla Galatalı’nın 1972’de Fransa’nın Vallauris kentinde düzenlenen III. Uluslararası Seramik Bienali’nde Pablo Picasso’nun jüri başkanlığında birincilik ödülü kazanan “Pano” adlı eseri de sergide yer alıyor.
Boyut Farkı sergisi, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde 28 Mart’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

Lale-Cengiz Akıncı Koleksiyonu
Naile Akıncı’nın oğlu Cengiz Akıncı, annesinin teşvikiyle daha on altı yaşındayken sanat eseri toplamaya başaldı. Akıncı, Hukuk öğrenimini tamamladıktan sonra yakın çevresinin de etkisiyle telif hakları üzerine uzmanlaştı. Bu sayede sanatçılara hukuk desteği de veren Akıncı kendisi gibi hukukçu ve koleksiyoner olan Lale Aldıkçı ile evlendi. Cengiz Akıncının birlikte geliştirdikleri koleksiyon yıllar içinde çeşitlenerek büyüdü. 1930lar sonrası nı kapsayan ,günümüze kadar devam eden ve farklı dönemle temsil eden figüratif ve soyut eserler, baskı resimler, ile değişik teknikleri bir araya getiren desenler, heykel, seramik, ve cam eserlerden oluşuyor.

Ayhatun Ateşin;
Eserinizin bir koleksiyona dahil edilmesi, sanatınızın kalıcılığını ve gelecek nesillere ulaşmasını sağlayacak büyük bir onurdur. Bu süreçte Naile Akıncı gibi değerli bir sanatçının desteğini almak, başarınızın önemli bir göstergesidir. Cengiz Akıncı ile İstanbul da Çamur ve Ateşin Dansı sergimde tanıştığımda Sessziz Çığlık isimli Bosna Hersek anısına bir eserin İzmir devlet Müzesinde sergilenmesi için girişimlerde bulunmuş Naile Akıncı’nın bulunduğu jürinin onaylamasına sunmak için çabalar harcamıştı. Koleksiyonuna katmak için aldığı çalışmalarımdan müteşekkirim. Bir sanatçının eserlerinin müzede sergilenmesi ve gelecek kuşaklara aktarılması, sanatsal değerinin, özgünlüğünün ve tarihsel öneminin bir göstergesidir. Bu durum, sanatçının yalnızca yaşadığı döneme değil, sonraki nesillere de ilham verebilmesini sağlar ve adeta ölümsüzleşmesini temsil eder. Böyle bir onura erişmek, sadece yetenek ve estetik başarıyla değil, aynı zamanda güçlü bir anlatı, vizyon ve toplumla kurulan derin bağlarla da mümkün hale gelir.

Paylaş

Önceki Haber

DAÜ de mezuniyet töreni düzenlendi

Sonraki Haber

Baykal tüneli

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

fourteen − twelve =