Baş Belası İle Tiyatroya Merhaba
İki yıldır pandemi sebebiyle her türlü sosyal etkinliklerden uzak kalmıştık. Sinema, tiyatro, konser gibi kültürel faaliyetlere mecburen ara verilmişti.
Aşıların da etkisiyle pandemiyi yenmeye başladık. Vakalar her geçen gün azalmaya başladı. Normal hayata geçmek üzereyiz. Şartlar yavaş yavaş iyi yönde ilerliyor.
Sosyal ve kültürel etkinlikler de yavaş yavaş kendini göstermeye başladı. Sinemalar, tiyatrolar pandemi şartlarına göre faaliyete başladılar.
İskele Belediye Tiyatrosu da iki yıl aradan sonra ilk kez seyircileriyle Gazimağusa Rauf Raif Denktaş Kültür Ve Sanat Merkezi’nde buluştu. Gerçekten tiyatroyu çok özlemişiz. Adeta susamışız ona…
İskele Belediye Tiyatrosu Sam Bobrick’in yazdığı ve Sami Yakar’ın yönettiği absürd bir komedi olan “Baş Belası” adlı oyun ile sahnelere merhaba dedi.
Baş Belası, sizi kahkahaya boğacak, günlük bütün dert ve sıkıntılarınızdan uzaklaştıracak, acılarınızı bir an da olsa durdurabilecek bir oyun. Diyebilirim ki son zamanlarda hiç bu kadar gülmemiştim. Bu kadar kahkaha atmamıştım. Hem de ne kahkaha… Seyircilerin dönüp bana bakacak kadar, belik de onları rahatsız edecek kadar bir kahkaha. Oysa ben oyunlarda kolay kolay gülmeyen, bırakın gülmeyi tebessüm dahi etmeyen bir izleyiciyim. Oyuna son derece dikkatimi verir, en ince noktalarına kadar kafa yorarım. Çünkü oyun, bize ne veriyor, ne gibi mesajlar içeriyor, oyuncuların performansları nasıl, dekor, kostüm, müzik ve efektler nasıl hazırlanmış bunların hepsine dikkat ederim. O nedenle de oyunun esprilerine pek gülmem doğrusu…
Ama Baş Belası oyunu bunların hepsine bir sünger çekti. Ne dekor, ne kostüm, ne de oyuncuların performansları gözümün önüne geldi. Oyun o kadar akıcı ve komik bir yolda yürüdü ki gülmekten başka bir şey düşünemedim.
Oyuncular performanslarında çok başarılıydılar. Ethan Steckler rolünde Murat Sirhan oyun gücünün en üst seviyesindeydi desem yalan olmaz. Gerçekten harika bir oyun sergileyerek izleyenlerin kahkahalara boğulmasına neden oldu. Gerek sözleriyle, gerekse mimik ve jestleriyle oyunun hakkını fazlasıyla verdi.
Dr Anita Wells rolünde Ceren Boyacı, bu kahkaha zincirinin en iyi halkalarından birisi oldu. Sahnede kendini gösteren bir oyuncu idi. Yılların birikimi ile artık tiyatro alanında “Ben ustalaştım” diye haykırıyordu adeta.
Oyunun son karakteri Dr Wellsin eşi olan Dr Sidney Gates rolünde Mehmet Külçer idi. Mehmet Külçer’i “Bir zamanlar Kıbrıs” dizisi dışında bir tiyatro oyununda ilk defa izledim. Bende çok olumlu bir izlenim bıraktı.
Sahneye yabancı olmayan, deneyimli ve işi bilen bir oyuncu olarak çıktı karşıma. Ses tonu, sahneyi kullanması, attığı adımlar, mimikleri ile tiyatro alanında iddialı biri olduğunu gösteriyordu. Verilenleri en doğru ve en güzel bir biçimde ortaya koyuyordu.
Oyunun başarılı olmasında kuşkusuz ki yönetmen Sami Yakar’ın payı çok büyük. Oyunu her yönüyle irdelemiş. En küçük detayları dahi kullanmış oyunda. Işık ve efektleri oldukça yerinde kullanmış. Dekor ve kostümler oldukça sade ve güncel olarak tasarlanmış…
Sami Yakar, yıllardır İskele Bölgesinde yönetmenlik yapıyor. Gerek görev yaptığı lisede, gerekse İskele Belediyesi’nde onlarca oyunu sahneye koydu. Diyebilirim ki İskele Bölgesine tiyatroyu tanıtan ve sevdiren tek kişi Samir Yakar’dır.
Yıllarca usanmadı, bıkmadı, üşenmedi… Her yıl en az 2 veya 3 oyunla izleyici karşısına çıkmayı başardı. Sahnelediği oyunlar da hep ciddi ve iddialı oyunlar oldu. Oyunları neredeyse tüm adada sahnelemeyi başardı. Sadece adada değil, yurt dışına da birçok kez oyun götürdü. Birçok festivale katıldı. KKTC’yi uluslararası arenada temsil etti. Hiç tiyatro gitmeyen en ücra köylere daha gidip oyunlarını orada sahneledi. Bu yönüyle taktirlere şayan bir yönetmendir. Her türlü övgüyü hak ediyor…
Gelelim Baş Belası adlı oyuna…
Oyun bir terapist olan Anita wells ile ona tedaviye gelen hasta Ethan Stecker arasındaki diyaloglar ile başlıyor.
Oyuna bakacak olursak Terapistleri ve onlara gelen hastaları konu ediniyor. Gelen hasta ilginç bir tip olarak karşımıza çıkıyor. Doktorla alay eden, adeta onunla dalga geçen, tam bir karar veremeyen, oturacağı koltuğu bile saymaca (tekerleme) ile belirleyen biri.
Oyunu izlerken terapistin Anita Wells’in mi, yoksa tedavi için ona gelen Hasta Ethan stecker’in mi olduğuna karar veremiyorsunuz.
İlk başta Anita Wells’in dr olduğuna hükmediyorsunuz, ama oyun ilerledikçe sözleriyle, düşünceleriyle ve ilginç fikirleriyle “bunların hangisi doktor?” demekten kendinizi alamıyorsunuz, Çünkü doktora gelen hasta, ortaya attığı fikirlerle doktoru adeta hegemonyası altına alıyor. Asıl doktoru çileden çıkartıyor.
Aslında Ethan, kendine sinir bozucu teşhisi koymuş ve bu durumundan kurtulmak için doktora gelmiştir. Ethan, adeta bir Eddy Mörpy edasıyla doktoru çileden çıkarır. Yukarıda da söz ettiğimiz gibi Murat Sirhan müthiş bir oyun sergileyerek izleyicileri kahkahaya boğmuştur.
Çileden çıkan Dr Anita Wells başka bir meslektaşından tedavi almaya başlamıştır. Onun yerine de kendisi gibi terapist olan eşi Dr Sidney Gates geçer. Gelen hastalara o bakar. Tabii Ethan Stecker’e de bakacaktır.
İşte izleyici bu bölümde yani Dr Gates ile Ethan arasında geçen diyaloglara bayılır. Gülmekten kırılır izleyici.
İkisi arasında sahnede bir kovalamaca başlar. Her ikisi de sahnenin hemen hemen her yerini kullanır. Ara ara cinsellik ile ilgili sözler de seyircileri gülmekten kırıp geçirir. Salon kahkahalarla çınlamaya başlar…
Ethan tam anlamıyla yüzsüz, utanmaz, arlanmaz bir adamdır. Deyim yerinde ise tam bir baş belasıdır. Böyle biriyle karşılaşmak insanı ne duruma sokar bilemiyorum. Dayanılmaz birine ne kadar dayanabilirsiniz merak ediyorum…
Oyunu izledikçe sonu ne olacak demekten kendinizi alamıyorsunuz. Oyun sonunda ise hiç beklemediğiniz bir sürprizle bitmesi kahkahalarınızı ikiye katlıyor.
Oyun bitiminde oyuncular selamlamaya çıkınca kendiliğinizden ayağa kalkıp onları ayakta alkışlıyorsunuz… Çünkü bunu fazlasıyla hak ediyorlar…
Oyun sonunda “Hastalar mı yoksa terapistler mi gerçek hasta? Hangisinin gerçek bir terapiye ihtiyacı var?” demekten kendinizi alamıyorsunuz. Hangilerinin ruh sağlığı bozuk? Hastaların mı yoksa o yıllarca o hastalarla uğraşan doktorların mı?
İşte bu soruya bu oyunu izledikten sonra cevap verirseniz doğruyu bulursunuz.,
Son yıllarda en çok güldüğüm bu oyunu mutlaka izlemenizi salık veriyorum. Kaçırılmaması gereken, mutlaka izlenmesi gereken bir oyun diyorum.
Bir kahkaha insanı her türlü sıkıntıdan uzak tutar ve ömrünü uzatır…
Hakan Yozcu
Tiyatrolar MDR emekli