18/11/2021
BASIN AÇIKLAMASI
Geçtiğimiz günlerde Mağusa Suriçi’nin en önemli tarihsel yapılarından Şömineli Ev’in bütün odalarının, bahçesi de dahil olacak şekilde bir Restoran/Café olarak çalıştırılması için alelacele ihaleye çıkıldığını gördük. İhaleye çıkıldığı şekliyle bu düşüncenin hayata geçirilmesi Mağusa halkının ortak menfaatlerine ciddi zarar verecek nitelikte olduğundan, bugünkü Eylemi yapmayı gerekli gördük.
Şömineli Ev, kent belleğinde halihazırda yer etmiş, aktif kullanım olanaklarını destekleyecek, çağdaş bir Kent Müzesi işlevi kazanabilecek potansiyele sahiptir. Bu yönde bir projelendirme çalışmasının var olduğunu ve müze altyapısıyla ilgili bazı ekipmanların alımının dahi yapıldığını biliyoruz. Eski Eserler ve Müzeler Dairesi depolarında atıl vaziyette tutulan pek çok tarihi eserin buraya gün ışığına taşınmasıyla, yerli-yabancı ziyaretçilerin uğrak noktalarından biri olmaya aday görkemli bir müzeye/ eğitim merkezine kavuşabileceğimiz gün gibi ortadadır.
Böyle bir Müze düzenlenip ziyarete kapılarını açtıktan sonra, binanın/bahçenin/ eklentilerin bir kısmının ilgili mevzuat çerçevesinde sadece café ve hediyelik eşya satan küçük bir satış ofisi olarak hizmet vermesi düşünülebilir. Ancak bütün binanın, mekanın kamusallığına işletmecinin karar vereceği şekilde restoran/café olarak işletilmek üzere ihaleye çıkılması ciddi bir yanlıştır ve bunu kabul etmeyeceğiz.
Şimdiki Bakanın 18 Mart 2018’de Medyaya yansıyan ve buranın Müze ve Eğitim Merkezi şeklinde düzenleneceğine dair sözleriyle, şu anki tutumu tam bir çelişkiler yumağıdır.
İhalenin yapılış şekli ve zamanlaması, özellikle burayı bir işletmeye/iş insanına vermek üzere ihale açılıp açılmadığı konusunda da ciddi şüphe doğurmuştur! Bu konuda da İdarenin halkımızı bir an önce bilgilendirip, sürece müdahil olması gerekmektedir.
Kentimizde tam anlamıyla kamusal amaçlarla kullanılacak, halkın sosyal ve kültürel paylaşım ihtiyaçlarına karşılık verecek bir mekân ihtiyacı halen sürmektedir. Bilindiği üzere Buğday Cami özellikle 1958-1974 yılları arasında Suriçine sıkışmış halde Mağusa’da yaşamını sürdürmek zorunda kalan Kıbrıslı Türk nüfus için bir cankurtaran işlevi görmüş ve o dönemde düğün-dernek, defile-sergi, tiyatro-konser vb.gibi her türlü sosyal etkinlik orada gerçekleştirilmiştir. Savaş sırasında da burası sığınak olarak kullanılmış, sonra da uzun yıllar Halk Kütüphanesi olarak hizmet vermiştir. Mağusa’da yaşayan halkın, yakın dönemde hayatına bu kadar dokunmuş, anılarına bire bir yansımış, ve toplumsal bellekte iz bırakmış başka bir yapı daha yoktur. Buğday Cami, uzun yıllar boş tutulduktan sonra 2011 yılındaki restorasyon sonrası Belediye’ye devredilmiş, sosyal kültürel aktiviteler anlamında yeniden fonksiyonel kılınarak eski günlerine geri dönmüş ve yerli-yabancı halkın ana durak noktalarından biri olmuştur.
Pandemi dönemini fırsat bilen Kıbrıs Vakıflar İdaresi burayı anlaşılmaz bir kararla yeniden Cami olarak düzenleyerek, kimselerin namaz kılmadığı halktan kopuk bir şekle dönüştürmüştür. Belediye de buranın elinden alınmasına hiç ses çıkarmamıştır.
Mağusa kültürünün eşsiz değerleri olan Şömineli Ev ve Buğday Cami’nin böylesine davranışlarla kamusal alandan koparılması kamu menfaatiyle bağdaşmadığından,
Şömineli Ev’in planlandığı şekliyle Kent Müzesi ve eğitim merkezi olarak tanziminin tamamlanması, Buğday Cami’nin ise, eskiden olduğu gibi günlük sosyal-kültürel aktivitelere ev sahipliği yapması ve her ikisinin de halkın geneli için yaşayan mekanlara dönüşerek geri kazanımı önceliğimizdir.
Tüm yetkilileri bu iki konuda derhal geri adım atmaya, hukuka ve kamu vicdanına uygun davranmaya davet ederiz.
İmzacılar:
1.Mağusa İnsiyatifi