Otizmin Erkek Çocuklarla Kızlara Oranı

Erkek Çocuklarda Kızlara Oranla 4 Kat Daha Yaygın Olan Otizmin Etkilerini, Erken Tanı ve Yoğun Bir Tedaviyle Aşmak Mümkün

Dünyada her 68 çocuktan birinin taşıdığı Otizmin, yaygınlığı ölçüsünde bilindiğini söylemek zor. Bu nedenle Birleşmiş Milletler 2008’de 2 Nisan’ı “Dünya Otizm Farkındalık Günü” olarak ilan etti. Amaçsa tüm dünyada otizm konusunda farkındalık yaratmak ve sorunlara çözüm bulmak. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Yeliz Engindereli, otizm hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı.

Dr. Yeliz Engindereli, kendisini tekrarlayıcı davranış ve kısıtlı ilgi alanları ile de kendini gösteren nörogelişimsel bir bozukluk olan otizmin, duygusal ve sosyal becerilerde gelişmeyi yavaşlatırken, iletişimin gelişiminde gecikme ya da sapma yarattığını vurguladı. Otizm 3 yaşına kadar ortaya çıkabiliyor.

Dünyada Her 68 Çocuktan Biri Otistik

Gelişim açısından erken tanının önem taşıdığı otizmin teşhisi için herhangi bir test bulunmuyor. Tanının klinik muayene ile konulabileceğini ifade eden Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, dünyada her 68 çocuktan birinin otizm tanısı aldığını söylüyor.

Erkek çocuklardaki yaygınlığın kızlara oranla dört kat daha fazla olduğunu kaydeden Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, “Genetik temeli olduğuna ilişkin bulgular olmasına rağmen nedeni ve hangi gen ya da genlerin sorumlu olduğu tam olarak bilinmeyen otizm için çevresel faktörlerin ve özellikle ileri baba yaşının etkisi ise oldukça tartışmalı bir konudur. Otizme her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır” ifadesini kullanıyor. Bebeklerin iletişim kurma becerisi ve sosyalleşme ihtiyacı ile doğduğunu ve sağlıklı bir bebeğin dış dünyaya tepki verdiğini hatırlatan Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, bu nedenle ebeveynlerin bebeklerinin normal gelişim sürecine uyum sağlayıp sağlayamadığını dikkatle gözlemlemesi gerektiğini söyledi.

Otizmin Belirtileri

Otizmin en önemli belirtileri bebeklerin gelişim basamaklarında görülen aksamalardır. Becerilerden bazıları hiç gelişmeyebileceği gibi kazanılan kimi iletişim becerilerinde gerileme ya da kayıplar da görülebilir. Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, çevreye ilgisizliğin gözlendiği otizm belirtilerini, “Otizmli bebeklerde göz teması kısıtlıdır. İsmi çağrıldığında tepkisiz kalırlar, güldürülmeye çalışıldığında gülmezler, oyuncakları ile amacına uygun oynamazlar, el sallamaz, öpücük göndermezler ve aynı yaş grubundaki çocuklar gibi taklit becerileri gelişmez. Gelişimsel aksamaya ek olarak anlamsız el çırpma, sallanma, dönme gibi tekrarlayıcı hareketler de gözlenebilir” ifadesi ile açıklıyor. Otizme işaret edebilecek diğer somut belirtileri ise şöyle sıralıyor: “Bebekler altı aylık olduğu halde anne babasını tanımıyor, gülümsemiyor, bir yaşını geçtiği halde işaret ile gösteremiyor, oyunlar oynamıyor, anlamlı birkaç kelime söylemiyor, adı ile seslenildiğinde bakmıyor, göz teması kurmuyorsa otizmden şüphelenilmelidir.” Ayrıca bebekler, iki yaşını geçtiği halde oyuncaklarla amaca uygun şekilde oynamıyor sadece belli başlı parçalarla ilgileniyorsa, taklide veya oyun kurmaya yönelik oynamıyor hayali oyunlar kurmuyor, çevresinde olup bitenlere ilgisiz görünüyor, yaşıtlarına karşı ilgisiz kalıyor, karşılıklı oyun oynamıyor, kendi halinde bir köşede oynuyorsa gelişim basamaklarında bir sorun yaşandığını düşünmek gerekir.

Uzm. Dr. Yeliz Engindereli: “Erken tanı ve yoğunlaştırılmış sürekli özel eğitimle çocuğunuzu sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı seviyeye getirmek mümkün.”

Çocuklarının gelişimi ile ilgili bir farklılık gözlemleyen ya da belirtilerden herhangi birinin çocuklarında bulunduğunu düşünen ebeveynlerin hangi yaşta olursa olsun zaman kaybetmeden bir çocuk ve ergen psikiyatrisi uzmanına başvurması gerektiğini ifade eden Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, otizmde erken tanının, uygun müdahale ve düzenli psikiyatrik takip ile tedavi sonucunu etkileyen en önemli faktör olduğunu belirtti.

Otizmin günümüzde bilinen tek tedavisinin, erken tanı ile yoğun, sürekli özel eğitim olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Yeliz Engindereli, erken tanı ve ardından haftada en az 20 saat özel eğitimle, otizmli çocukların hayatlarında büyük fark yaratmanın, yaşam kalitesini artırmanın, sağlıklı gelişim gösteren yaşıtlarıyla birlikte aynı okulda okuyacak seviyeye getirmenin mümkün olabileceğini kaydetti.

Paylaş

Önceki Haber

Yiğitcan Antalya’da dördüncü

Sonraki Haber

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar Kıbrıs Vakıflar İdaresi ile İlgili Açıklama Yaptı

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

nine + seventeen =