Yakın Doğu Üniversitesi COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarı Sorumlularından Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören moderatörlüğünde çevrimiçi gerçekleşen webinara Birleşik Krallık COVID-19 Genom Konsorsiyumu Müdür Yardımcısı ve Cambridge Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ewan Harrison ve Hollanda Erasmus Üniversitesi Viroloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Bas Oude Munnink konuşmacı olarak katıldı.
SARS-CoV-2 genetiğinin, genetik çeşitliliğinin ve bildirilen mutasyonlarının, uygulanan moleküler tanı yöntemlerinin ve geliştirilen aşı uygulamalarının tartışıldığı webinarda ilk olarak Dr. Ewan Harrison Birleşik Krallık deneyimini anlattı.
Birleşik Krallık, COVID-19 Genom Konsorsiyumu Oluşturdu
Dr. Ewan Harrison, Birleşik Krallık’ta 16 bölge ve 4 ulusal birimi kapsayan COVID-19 Genom Konsorsiyumunun Mart 2020’de oluşturulduğunu söyledi. Komisyonun amaçları arasında SARS-CoV-2 mutasyon ve varyasyonlarının tespit edilmesi, insan genomu ile birlikte diğer veri tabanları ile sonuçların kombinasyonu ve SARS-CoV-2’nin global dağılımını kapsadığını dile getirdi. SARS-CoV-2 genom analizinin önemli olduğunu ve Birleşik Krallıkta haftada yaklaşık 20 bin genom analizi yapıldığını söyleyen Dr. Harrison, İngiliz hükümeti ile üniversite kuruluşlarının bu konsorsiyumun oluşumunda önemli rolü olduğunu ifade etti. Dr. Harrison ayrıca bu konsorsiyumunda önemli akademik kademelerde yer alan bilim insanlarının bulunduğunun üzerinde durdu.
Dr. Harrision, Birleşik Krallık’ta gerçekleştirilen genom analizlerinin birçoğunun, Yakın Doğu Üniversitesi Genom Laboratuvarı’nın da kullanacağı Oxford Nanopore Teknolojisi ile yapıldığını söyledi. Bugüne kadar 400 binden fazla SARS-CoV-2 varyantı analizi yaptıklarını söyleyen Dr. Harrison, aynı zamanda aşılanan kişilerin de dizi analizlerinin gerçekleştirdiklerini ifade etti. Bilgi paylaşımının önemine de değinen Dr. Harrison, COVID-19 pandemisinde hasta verilerinin halka açık ulaşılabilir olması gerektiğinin üzerine vurgu yaptı.
Hollanda’da İngiliz Varyatı Yüzde 60-70 Oranında Baskın
Erasmus Üniversitesi’nden Dr. Bas Oude Munnink ise yaptığı konuşmada SARS-CoV-2 genomunun zaman içerisinde nasıl varyantlar oluşturduğunu ve yaygın SARS-CoV-2 varyantları hakkında bilgi verdi. Erasmus Üniversitesi’nde yapılan çalışmaların Oxford Nanopore Teknolojisi tüm genom analizi gerçekleştirdiklerini dile getiren Dr. Munnink ilk COVID-19 vakasını 27 Şubat 2020 tarihinde gördüklerini ve genom analizini 48 saat içinde yaptıklarını belirtti.
Dr. Munnink, COVID-19’u Hollanda’da en fazla hastane çalışanları, çiftçiler, huzurevleri, spor salonları ve okullarda gözlemlediklerini açıkladı. Dr. Munnick İngiltere varyantı olarak bilinen B.1.1.7 varyantının nasıl Güney Afrika varyantına dönüştünü açıklayarak Hollanda’da İngiliz varyatının yüzde 60-70 oranında baskın olduğunu dile getirdi.
Dr. Bas Oude Munnink, daha hızlı tanı vermek için dizi analizinin yanı sıra, PCR mutasyon tayin analizlerini de kullandıklarını ifade etti.
Pandemi ile Mücadelede Tüm Kurumlar İş Birliği İçinde Çalışmalı
Webinarın moderatörlüğünü de yapan Yakın Doğu Üniversitesi COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarı Sorumlularından Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören, “Dünyada devletler pandemi sürecini üniversitelerle iş birliği halinde yönetiyor. Ülkemizde de ilgili kurumların üniversitelerle etkin bir iş birliği geliştirmesi, pandemi sürecinin daha sağlıklı yönetilmesini sağlayacaktır. SARS-CoV-2 genom ve varyant analizi yapma yeterliliğine sahip Yakın Doğu Üniversitesi bu noktada iş birliğine hazırdır” ifadesini kullandı.
Ülkemizde SARS-CoV-2 genom analizi ve mutasyon tayinlerinin her pozitif hasta için yapılması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ergören, aşılama politikalarına, varyant analizi sonuçlarına göre yön verilmesi gerektiğini dile getirdi. Doç. Dr. Ergören, Yakın Doğu Üniversitesi olarak Kuzey Kıbrıs’ta SARS-CoV-2 genom analizi çalışmaları yapabilecek teknolojiye sahip olduklarını bir kez daha vurguladı.