DAÜ HEMŞİRELİK BÖLÜMÜ 3-9 KASIM ORGAN BAĞIŞI HAFTASI İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARDA BULUNDU
Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ), Sağlık Bilimleri Fakültesi, Hemşirelik Bölümü Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Gülten Sucu Dağ ve Dr. Gülcan Dürüst Sakallı 3-9 Kasım Organ Bağışı Haftası kapsamında “Organ Bağışı” ve “Organ Nakli” ile ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Dağ ve Dr. Sakallı yapılan açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Hayata Bırakacağınız En Güzel İz: Organ Bağışıdır”
“Her yıl 3-9 Kasım tarihleri Organ Bağışı Haftası olarak anılmakta ve çeşitli farkındalık etkinlikleri düzenlenmektedir. Dünyada ve ülkemizde organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybeden hastalar bulunmaktadır. Hastaların hem hayatta kalmaları hem de sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için organ / doku nakline ihtiyaçları vardır.”
“Hayatın İçinde İnsanların Ne Zaman Neye İhtiyacı Olacağı Bilinemez”
“Bu cümlenin içinde barındırdığı en önemli anlamlardan biri organ / doku nakline her an ihtiyaç duyabileceğimiz gibi en yakınlarımızın da buna her an ihtiyaç duyabileceğidir. Buda bizlere diğer insanların ihtiyaçlarına daha duyarlı yaklaşmanın gerekliliğini göstermektedir. Halkın bilgisini, ilgisini ve dikkatini çekmek, organ / doku bağışını arttırmak için bugün son derece önemlidir. Organ / doku nakillerini diğer tedavi seçeneklerinden ayıran en önemli özellik bu tedavinin yapılabilmesi için başka bir insana ait organ ya da dokunun bağışlanmış olması gerektiğidir. Organ / doku nakline ihtiyacı olan binlerce hastanın sağlığına kavuşması için yeterince organ / doku bağışı yapılmaması bu hastaların yaşama veda etmesine yol açmaktadır.”
“Organ/Doku Nakli Nedir?”
“Organ / doku nakli; vücutta çeşitli nedenlerle işlevini yitiren organ / doku yerine canlı ya da ölü bir vericiden alınan sağlam bir organ / dokunun hasta kişiye nakledilmesidir. Organ / doku naklindeki amaç; hastanın yaşam kalitesinin azalması, yaşam süresinin kısalması, ölüm riski sosyal finansal sorunlar gibi birçok sınırlamanın/sorunun ortadan kaldırılarak yaşam kalitesinin artırılmasıdır.
Dünya genelinde milyonlarca insan organ ve doku yetmezliği nedeniyle hayatları sağlıklı bir şekilde devam edememektedir. Hayatlarına sağlıklı bir şekilde devam edebilmeleri için organ / doku nakline gereksinim duymaktadırlar. Gereksinim duydukları organ / dokuya ise canlı vericiden veya kadavra vericiden ulaşabilmektedirler. Doku / organ nakline gereksinim duyan insanların önündeki en büyük engel ise organ bekleme listelerindeki sayının giderek artması ancak bağışçı sayısının ise buna oranla düşük olmasıdır. Bu durum değerlendirildiğinde ‘kişinin sağlığında, kendisi öldükten sonra organlarının kronik organ yetmezliği olan hastalara nakledilmesi için bağışlaması’, ‘bir kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelemesi ’olarak adlandırılan organ ve doku bağışının gerçekleşebilmesi için tek çözüm yoludur.
Bu kapsamda toplumsal ve bireysel bilincin oluşturulması ve farkındalığın artırılmasıyla organ / doku nakillerinde bağışların artması mümkün olabilmektedir. Bu nedenle bireysel ve kitlesel olarak toplumların sağlık alanında bilgi edinmesini ve bu bilgilerin yayılmasını sağlayacak girişimlerde bulunması oldukça önemlidir. En etkili ve en önemli kaynaklar arasında kitle iletişim araçları aracılığı ile organ / doku bağışı hakkında toplumu bilgilendirmek gelmektedir. Küresel organ yetersizliğinin temel nedeni, uygun organların bulunmaması değil potansiyel bağışçıların gerçek bağışçılara dönüştürülememesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bireyler organ bağışına yönelik olumlu tutumlara sahip olmasına rağmen, günümüzde organlarını bağışlayan bunu belgeleyenlerin sayısı oldukça yetersizdir. Organ bağışını etkileyen en önemli faktörler; Bireysel inançlar (dini, aile, kültürel, sosyal ve beden bütünlüğü), Organ bağış süreci, Sağlık sistemidir (önceki olumsuz deneyimler). Olası organ bağışçılarının bağış yapmamasının temel nedeni aile üyelerinin rızasının olmamasıdır. Bu nedenle organ bağışı konusunda düşüncelerimizi çekirdek aile üyelerimizle paylaşmamız belki de bir gün hayatımızı kaybederken, bir başkasının yaşamını kurtarma, birine yeni hayat verme imkanı verecektir. Diğer bir önemli neden ise ölen bir yakınının organlarını bağışlamayı düşünen bir ailenin en büyük endişesi sevdiği kişinin beden bütünlüğünün tamamen bozulmasıdır. Oysaki organ naklinin her gün milyonlarca kişiye yapılan herhangi bir ameliyattan hiçbir farkı yoktur. Bedende normal bir ameliyat izi dışında herhangi bir başka iz yoktur.”
“Organ / Doku Bağışı Nasıl Yapılabilir?”
“Kişinin hayatta iken serbest iradesi ile tıbben yaşamı sona erdikten sonra doku ve organlarının başka hastaların tedavisi için kullanılmasına izin vermesi ve bunu belgelendirmesi gerekmektedir. 18 yaşının üzerinde ve akli dengesi yerinde olan herkes organ bağışçısı olabilir. Ülkemizde organ bağışında bulunmak için KKTC Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan Koordinasyon Kurulu Sekretaryası’na başvuru yapılarak bağış formunun doldurulması ve bunun kayda alınması gerekmektedir. Lefkoșa, Girne ve Mağusa hastanelerinden ve Koordinasyon Kurulu Sekretaryası’ndan bağış formu temin edilebilmekte, ayrıca Sağlık Bakanlığı web sitesi üzerinden de https://saglik.gov.ct.tr/Portals/9/OrganDokuVeBagisFormu.pdf bağış formuna ulaşılabilmektedir.”
‘Hayatın içinde insanların ne zaman neye ihtiyacı olacağı bilinemez’
Organ bağışı ile içimizden birinin hayata tutunmasını sağlayabiliriz.
“Her Bağış Yeni Bir hayattır”