Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ), Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gürkan Gümüşatam Latin Alfabesine dayalı ve Türkçenin ses sistemi dikkate alınarak hazırlanan yeni alfabenin 1 Kasım 1928 yılında kabul edildiğini belirterek, “Türk Alfabesinin kabulü Türkiye Cumhuriyeti’nin (TC) kuruluşundan sonra sosyal ve kültürel yaşama dair en önemli devrimlerden biridir” ifadesini kullandı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Alfabe reformunu Türk halkının ilerlemesi için öncelikli konulardan biri olarak gördüğünü aktaran Gümüşatam, bu nedenle her yıl 1-7 Kasım tarihinin Türk Harf Devrimi haftası olarak kutlandığını kaydetti.
Doç. Dr. Gümüşatam, Atatürk’ün yeni harflerin öğrenilmesini ve öğretilmesini bir vatanseverlik meselesi olarak düşündüğünü de dile getirerek, “Bu çerçevede yeni Türk harflerinin kabulü, TC için eğitim ve kültür alanında gelişmelerin önünü açan; sosyal ve siyasi alanlarda köklü değişiklikler meydana getiren bir devrim olarak görülmelidir” dedi.
Cumhuriyet’in kabulünden sonra kurulan komisyonlar aracılığıyla Türkçenin karakterine en uygun yazı sistemini belirlemek üzere araştırmalar yapılması önerilerinde bulunulduğunu belirten Gümüşatam, yapılan öneri ve uzun süreli tartışmalar sonucunda gerek Türkçenin yazımı gerekse de ses sistemine en yakın yazı sisteminin Latin alfabesi olduğu kararına varıldığını söyledi.
Doç. Dr. Gümüşatam, Harf Devrimi’nin yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin Batı kültürüne yönelmesinin ilk ve en büyük basamağı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, “Atatürk, Latin kökenli yeni Türk harfleri sayesinde genç Cumhuriyet’in Batı ile daha kolay uyumlu hâle geleceğini öngörüyordu” açıklamasında bulundu.
Harf Devrimi’nin başta toplum yapısı olmak üzere, dil ve kültürde gerçekleştirilen yeniliklerin temel aşamasını oluşturduğunu da kaydeden Gümüşatam, “Türk Milleti’nin kendi dilinin bilincine varması, kendi tarihine özenle yaklaşması Harf Devrimi adına üzerinde önemle durulması gereken büyük bir kazanım oldu” ifadesini kullandı.
