Dr. Hasan Tunç, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü kapsamında konuşmuştur

Dünya İnsan Hakları Gününde Demokrasi ve İnsan Hakları Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi (UKÜ) Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Tunç, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları günü kapsamında konuşarak, “10 Aralık 1948 tarihinde Birleşmiş Milletler
Genel Kurulu’nda İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi kabul edilmiştir.

Dünyada insan haklarının gerek etik gerekse de hukuki bir fenomen olarak kabul görmesinde önemli rol
oynamıştır” ifadesini kullandı.
Prof. Dr. Tunç, modern dönemin ürünü olması bakımından insan hakları ile demokrasi arasında
yadsınamaz bir ilişki bulunduğuna dikkat çekerek, “Bu bakımdan demokrasinin bulunmadığı bir
ülkede insan haklarının varlığından bahsetmenin anlamı yoktur” şeklinde konuştu.
Demokratik toplum düzenin yerleşmediği ülkelerde insan haklarını koruyacak mekanizmaların
da güçlü bir şekilde yerleşmesinin ve kurumsallaşmasının mümkün olmadığını kaydeden Tunç,
“Bu sebeple demokrasi, insan hakları açısından olmazsa olmaz bir öncüldür” dedi.
Tunç, demokrasi kavramının, vatandaşların özgür ve eşit bir şekilde yönetime katıldığı,
çoğunluğun yönetimi ilkesine uygun olarak siyasal kararlar aldığı bir sistem olduğunu
söyleyerek, demokrasinin temel mantığında toplumu yönetenlerin belli ve düzenli aralıklarla
değişmesi, daha teknik bir deyişle iktidarın barışçıl yollardan el değiştirmesi olgusu yer aldığını
kaydetti.
Bunun yanında demokrasinin, azınlık haklarının, çoğunluk tarafından ortadan kaldırılmadığı bir
rejim şeklinde formüle edildiğini de anımsatan Tunç, “Bu da zorunlu olarak çoğunluğun
yönetimi prensibine dayanan demokrasiyi, çoğunluğun azınlığa, azınlığın da çoğunluğa
dönüşebildiği ve hatta dönüşmesi gereken bir yönetim anlayışı haline getirir.” dedi.
Demokrasinin olmadığı bir toplumda insan hakları da olamaz
Tunç, demokrasinin olmadığı bir toplumda insan haklarının da olamayacağının altını çizerek,
“Otoriter rejimlerde de insanlar, birtakım temel ihtiyaçlarını karşılayabilirler veya birtakım
hukuki güvencelere sahip olabilirler. Bu ihtiyaçlara ulaşılabiliyor olması, insan haklarının
korunması için gerekli, fakat yeterli değildir” ifadesini kullandı.

Hakların korunmasının, ancak insanların demokratik bir toplumda kendilerini özgürce ortaya
koyabilmeleri ve gerçekleştirebilmeleri ile mümkündür ifadesini kullanan Tunç, “Bu nedenle
demokrasinin olmadığı bir rejim, insanların fiziki ihtiyaçlarını karşılama kapasitesine sahip olsa
bile insan haysiyetini ön plana al(a)mamış bir düzendir. Bu sebeple de insan haklarına saygılı bir
rejim olarak kabul edilemez” dedi.

Paylaş

Önceki Haber

DAÜ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ’NDEN “COVID-19 VE BESLENME” AÇIKLAMASI

Sonraki Haber

YDP ilçe yönetimi GMB de idi

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

sixteen + 7 =