Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kıbrıs’ın kuzeyinde ayrı bir devlet olduğunu ve bu devleti dünyanın kabullenmesi konusunda önemli bir noktaya gelindiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, TAK’a yaptığı değerlendirmelerde Kıbrıslı Türklerin kendi kaderlerini tayin etme hakkına sahip olduklarını, “Uluslararası camia buna farklı bakabilir ama bizim pozisyonumuz budur. Arkamızda da Türkiye Cumhuriyeti vardır” şeklinde konuşarak egemen eşitliğe dayalı, iş birliği içinde iki devlet istediklerini vurguladı.
Türkiye’nin tereddütsüz desteğinin, buradaki yapıyı daha da güçlendirdiğine işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Doğu Akdeniz’de daha da güçlendiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, üniter bir devlette Kıbrıslı Türklerin çok şey kaybedeceğini, azınlık bir statüye indirgeneceğini vurgulayarak, “Devlet kurmuş bu olgunluğa, bu erdeme ulaşmış bir halk olarak asla biz bunu kabul etmeyiz, edemeyiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, KKTC’nin artık dünyanın tanımasa bile kabul ettiği bir duruma geldiğini vurgulayarak, Kıbrıs Türk halkı gerçeğinin artık dünyanın her yerinde kayıtlara geçtiğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin bugün 100’den fazla ülkeyle ticaret yapabilen, 100’den fazla ülkeden öğrencinin geldiği, birçok ülke ile her türlü teması yapabilen, Anavatan Türkiye’nin de desteği ile dünyada başka açılımlarla geleceğe umutla bakabilen bir halk noktasına geldiğini vurguladı.
Yapılan Maraş açılımının hiçbir BM ve Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olduğunu düşünmediğine de işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, “İnsan hakları her şeyin üzerindedir. 46 yıldır hiçbir çözüm bulunamıyorsa, karşılıklı olarak bir takım anlaşmalar imzalanamıyorsa, bir 46 yıl daha Maraş’ı kapalı tutmanın hiçbir gereği yoktur. Zaten Maraş’ın büyük bölümü de açıktır” dedi.
Cumhurbaşkanı, Maraş açılımına ilgi gösterenlerin sadece Rumlar olmadığını, orada İngilizler ve Amerikalılar’ın da malları olduğunu söyledi.
Maraş’ın KKTC sınırları içinde ve KKTC toprağı olduğunu, burada bir tereddüt olmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 1974’ten sonra adanın böyle şekillendiğini ve Maraş’ın Kıbrıslı Türklerin egemenliği dahilinde olduğunu anımsattı.
Annan Planı’ndan başlamak suretiyle, Crans Montana’ya kadar olan süreçten örnekler veren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bugüne kadar bütün süreçlerin sonuçsuz kaldığını, Kıbrıs Türk tarafının onay verdiklerine, Rumların karşı çıktıklarını anımsattı.
Bugüne kadar ortaya çıkan çeşitli plan ve güven yaratıcı önlemler bağlamında ortaya konulan konulara Rumların 17 kez karşı çıktıklarına işaret eden Cumhurbaşkanı Tatar, bunların içinde Maraş’ın da bulunduğunu kaydetti.
Kıbrıslı Türklerin hep mağdur olduğunu, dünyanın Kıbrıslı Türklere çok haksızlık yaptığını dile getiren Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu konuyu Nikos Anastasiades ile yaptıkları görüşmede de dile getirdiğine dikkat çekti.
Türkiye’nin 85 milyona yakın nüfusu ile bu bölgenin en büyük lider ülkesi olduğuna vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’e kriterlere bakıldığında; kıta sahanlığı, ekonomik münhasır bölge, bütün Akdeniz’in, Mavi Vatan’ın savunulması, hakların korunmasında en büyük zenginlik ve gücün Türkiye Cumhuriyeti’nin olduğunu kaydetti.
Türkiye’nin, Doğu Akdeniz’e bin 900km bir sahil uzunluğu olduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, dolayısıyla en fazla söz sahibinin de o olduğunu, bu konuda deniz hukukuna dayalı bir takım kriterler bulunduğunu anımsattı.
Tanınmış bir devlet olan Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, KKTC’yi 24 saatliğine bile tanımadığını, dolayısıyla oluşacak olan federasyonun bir bacağı olacak Kuzey Kıbrıs Türk devletinin yapacağı yasaları, tapuları, aldığı kararları kabul etmeyeceklerine inanç belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, çünkü tanınmamış bir devletin yapacağı hiçbir şey olamayacağını, kağıt üstünde yapılacak bir anlaşmanın Kıbrıslı Türkleri çok zayıf kılacağını kaydetti.
Rumlarda, şimdiki Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı şeklinde bir düşüncenin hakim olduğunu, üniter bir devlette de Kıbrıslı Türklerin çok şey kaybedeceğini, azınlık bir statüye indirgeneceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar şöyle devam etti:
“Bizi ancak oraya yama yaparlar, devlet kurmuş bu olgunluğa, bu erdeme ulaşmış bir halk olarak asla biz bunu kabul etmeyiz, edemeyiz. Egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan ama işbirliği içinde olan iki devlet istiyoruz. Uluslararası camia buna farklı bakabilir ama bizim pozisyonumuz budur. Arkamızda da Türkiye Cumhuriyeti vardır.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin bu politikaya onay verdiğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Aslında bizim istediğimiz çok da zor bir şey değildir. Çünkü zaten Kıbrıs’ta iki ayrı devlet vardır. Bu iki ayrı devletin devamını söylüyoruz. Ama artık Kıbrıslı Türkler bu haksızlıklara karı karşıya kalmamalıdır. 46 yıl sonra, Kıbrıslı Türklere hala ambargo uygulanması İnsan Haklarına aykırıdır, bütün bunları dünyaya anlatmak bizlerin görevidir” dedi.
Türkiye Cumhuriyeti’nin, KKTC’yi ilk tanıyan ülke olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bu anlayışın gelişip, yaygınlaşmasının önemine vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Doğu Akdeniz’de istikrarın sağlanabilmesi için Türk-Yunan dengesine de ihtiyaç olduğuna dikkat çekti.
Kıbrıslı Türklerin varlığını en iyi şekilde sürdürebilmesi, refah, mutluluk, güvenlik içinde, daha müreffeh bir şekilde yaşayabilmesinin ancak kendi devlet çatısı altında olabileceğine vurgu yapan Cumhurbaşkanı Tatar, bunun için de siyasi zeminin sağlam olması gerektiğini, Türkiye’nin de bize gösterdiği yakınlığın, garantör ülke olarak verdiği mesajların siyasi zemini pekiştirip, sağlamlaştırdığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tatar, “Ben Türkiye’ye müteşekkirim ve bu siyaset bizi gelecekte daha iyi bir noktaya taşıyacak diye düşünüyorum” dedi.
Gayrı resmi 5+1 toplanı için Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun bir çağrı yaptığını anımsatan Cumhurbaşkanı Tatar, kendilerinin buna onay verdiğini, Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiades’in de bunu onayladığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Tatar, ancak Kıbrıs Türk tarafının iki devlet söyleminin rahatsızlık verdiği yönünde basında bir takım haberlerin yer aldığını, rahatsızlık verdiği için de bu konferansın olup olmayacağı yönünde bir takım konuşmalar olduğunu söyledi.
“Çok sesliliğe ve demokrasiye önem veriliyorsa, bu toplantının yapılması lazım” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu toplantıda gerçekten Kıbrıs Türk halkının ne düşündüğünü ifade etme fırsatı bulunması gerektiğini, beklentinin bu olduğunu ve herkesin buna saygı göstermesi gerektiğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tatar, Hükümet kurma sürecinin bu kadar uzun sürmesini beklemediğini, bu kadar zaman ülkeyi hükümetsiz bırakmaya gerek olmadığını söyleyerek, bir azınlık hükümeti olursa onaylayacağını belirtti.