Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu: “Takıntılarınızın Yaşamınızı Kısıtlamasına İzin Vermeyin…”
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu,
Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB) Tanısı Alan Kişilerin, Obsesyonların
Yarattığı Huzursuzluk ve Sıkıntıyı Düzenli İlaç ve Psikoterapi Yanında, Aile
Desteği ile Yenebileceğini Kaydetti.
Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu,
obsesif kompulsif bozukluğun (OKB), obsesyon adı verilen tekrarlayıcı, kişiyi rahatsız
eden takıntılı düşünce ve davranışlar döngüsü yaratan bir ruhsal hastalık olduğunu
belirtti. Kişinin takıntılı düşüncelerini mantık dışı olarak değerlendirse de
düşünmekten kendini alıkoyamadığını, yoğun huzursuzluk ve sıkıntı yaşadığını
belirten Kaşifoğlu, bu kişilerin obsesyonların yarattığı huzursuzluk ve sıkıntıyı ortadan
kaldırmak amacıyla yineleyici davranışlar ve zihinsel eylemler geliştirdiğini belirtti.
Yine de her takıntılı düşünce ya da davranışın OKB olarak değerlendirilmemesi
gerektiğini de ifade eden Kaşifoğlu, bu tarz düşünce ve davranışların hastalık
sayılabilmesi için kişinin günlük işlevlerini etkileyecek, kısıtlayacak, bozacak kadar
şiddetli ve yoğun olması gerektiğini söyledi.
En Sık Rastlanan Obsesif Kompulsif Bozukluk Türleri
Bulaşma obsesyonu ve temizlik kompulsiyonu, en sık rastlanan obsesif kompulsif
bozukluk türlerinden biridir. Elleri aşırı şekilde yıkamak, evdeki eşyaları aşırı
temizlemek gibi etkilerle kendisini gösterir. Kontrol etme kompulsiyonları ile olan
kuşku saplantıları da bir işi tekrar tekrar kontrol etme dürtüsü yaratan
kompulsiyonlardır. Cinsel içerikli obsesyonlar, günah ya da yasak sayılan düşüncelerin
akla gelmesiyle oluşan dini içerikli obsesyonlar da örnek verilebilecek türlerdendir.
Her şeyin belli bir düzende olduğundan emin olunmasını zorlayan simetri/düzen
obsesyon ve kompulsiyonları, sayma kompulsiyonları, kağıt, şişe, çöp gibi gereksiz
şeyleri toplama dürtüsü yaratan biriktirme ve saklama kompulsiyonları da yine en
bilinen türlerdendir.
Obsesif Kompulsif Bozukluğun Nedenleri
Obsesif kompulsif bozukluğun (OKB) nedenlerinin tam olarak bilinmediğini kaydeden
Klinik Psikoloğu Feriha Kaşifoğlu, biyolojik ve psikososyal etkenlerin bu hastalıkta
etkili olduğunun düşünüldüğünü belirtti. Biyolojik etkenleri, beyin işlevlerinde
bozulma, ebeveyn veya yakın derece bir aile üyesinin bu bozukluğa sahip olması
(genetik faktörler) olarak tanımlayan Kaşifoğlu, psikososyal etkileri ise erken
dönemde travmatik veya stresli olaylar yaşamış olmakla açıkladı.
Feriha Kaşifoğlu: “ OKB Tanısı Alan Hastaya İlaç ve Psikoterapi Eş Zamanlı
Uygulanır.”
İnatçı bir hastalık olan obsesif kompulsif bozukluğun enellikle stres yaşanan
zamanlarda şiddetlendiğini ve artıp yayıldıkça hastanın yaşamını kısıtladığını belirten
Kaşifoğlu, takıntılı düşüncelerin günlük yaşamı etkileyecek, günlük işlevleri belirgin
olarak kısıtlayacak düzeyde olduğunu kaydetti. Çoğu kişi için bazı düşünce ve
davranışların ruhsal bir hastalık belirtisi olabileceğine karar verip uzmana
başvurmasının zor olduğunu dile getiren Kaşifoğlu, birçok hastanın ayıplanacağı,
dalga geçileceği, küçük düşürülebileceği düşüncesi ile hissettiklerini paylaşmaktan ve
tedaviden kaçınabildiğini belirtti. Klinik Psikolog Feriha Kaşifoğlu: “Tedavi sürecinde
bir uzman tarafından hastanın davranışları ve belirtileri değerlendirilip, OKB tanısı
alan hastaya ilaç ve psikoterapi eş zamanlı olarak uygulanır. İlaç ve psikoterapi
yanında aile desteği de tedavi sürecinde fayda sağlar. Terapideki amaç hastaların
ritüellerini gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve
anksiyetelerini azaltmaktır. Düzenli ve iş birliği içinde yapılan tedavi ile başarı
sağlanabilir” ifadelerini kullandı.