Pandemi döneminde çevrimiçi eğitim, salgın riski koşullarında zorunlu olarak hayata geçirilen bir yöntem oldu. Çevrimiçi eğitim bundan sonra da öğretimde daha yoğun yer bulacaktır. Ancak çevrimiçi öğretimin yüz yüze eğitimin yerini alması mümkün değildir. Her açıdan ideal olan çevrimiçi eğitim desteği ile yüz yüze eğitime başlamaktır. Yüz yüze eğitim hem akademik olarak hem de Kuzey Kıbrıs ekonomisi için önemli bir unsur olarak ortaya çıkmaktadır. Gerek hükümet gerekse DAÜ ve diğer üniversiteler Eylül ayında yüz yüze eğitimin başlayacağını iddia etmektedirler. Üzülerek uyarmalıyız ki mevcut hükümet politikası ile bu mümkün olamayacaktır. Hükümetin karantinasız ülkeye giriş politikası ile tespit edilen günlük vaka sayısı artmaktadır. Buna ek olarak yerli bulaş da görülmeye başlamıştır.
Hükümetin bu politikası sürerken, öğrencilerin Kıbrıs’a güvenle gelmeleri ve üniversitelerin “COVID-19 free” Kampüs yaratmaları mümkün değildir. Bu çerçevede, Eylül ayında yüz yüze değil çevrimiçi eğitime geçme mecburiyetiyle karşı karşıya kalınacaktır. Bu durum akademik-pedagojik ve ekonomik olarak arzu edilmeyen bir durum, zararlı bir gelişme olacaktır. Hükümet ise bu anlamsız politikayla hem eğitime hem de ülke ekonomisine darbe vuracaktır. Ülkede yerel bulaş riski ortadan kaldırılmadan yüz yüze eğitime başlamak maalesef mümkün olamayacaktır.
İçinde bulunduğumuz koşullarda, yüz yüze eğitim yapabilmenin yegane yolu ülkeye karantinalı giriş uygulamasını yerine getirmek ve yerel bulaş riskini ortadan kaldırmaktır.. Üniversiteler kendi öğrencilerini sağlık bakanlığının denetiminde karantina yurtlarında ağırlayabilecek durumdadır. Kumarhanelerin ülke ekonomisine ciddi katkı sağlamayan yapılarını sürdürebilmek uğruna ülkenin yüksek öğretim sektörü çökertilmektedir. Hükümet ve üniversiteler acilen karar alarak karantinalı güvenli girişleri sağlamalıdır.
DAÜ-SEN
Paylaş
